Dönme Dolap
Bazen düşünüyorum da çok şanslıymışım. Teknoloji tam gelişme çağımda patlak verdi ama çocukluğumu mahfedemedi. Şimdi anne ve babalara bakıyorum çocuklar yeter ki sussun diye hemen telefon tablet tutuşturuyorlar ellerine çaresizler başka türlü susmuyorlar ki.
Hafta sonu köye giderdik. Yaş aralığımız ortalama 2 ve toplam 8-10 torun birde köyün çocuklarını toplardık.İpimizi bir salarlardı ki o bayırdan şu bayıra bütün köyün çocukları düşe kalka bisiklet sürerdik. Top oynar , saklambaç oynardık.
Aklımıza nereden geldi bilmiyorum. Hani o seyyar dönme dolaplar vardı ya. Okul pikniklerine giderdik hemen gelirlerdi sıraya girer binerdik. Sokak köşesine gelirlerdi koşa koşa eve gider para alırdık.Bunu yapsa yapsa benim dedem yapar.Konseyi kurduk dedeme durumu anlattık zaten çok marifetlidir kendisi tahtadan araba yapmıştı bayırdan kaymıştık kocaman bir yaz tekeri kopan Ahmet Ustaya gidiyor işini hallediyor sahalara dönüyordu. Koca köyün dedesiydi benim dedem . Düşündü taşındı ‘Hallederiz o işi ‘dedi .
Gün geldi çattı sabahın 5’inde kalkmış arka bahçeye gitmiş. kocaman bir çukur kazmış. Sabah 7 oldu kapıyı çaldı tık ! tık ! tık ! ‘ Hayde takım çalışması çok önemli .’Kahvaltıyı yapan bahçeye döküldü dedem dünden razıymış herşeyi hazırlamış. Açılan çukura kocaman bir kütük yerleştirdik. Kütüğün üzerine de öküz arabası tekerleği o tekerliği üzerine de X şeklinde 2 kütük ve küçüklerin ucuna salıncak proje tamamlandı .
Proje tamamlandığına göre köyün çocukları çağırılabilir açılış yapılabilirdi. Ortada 1 veya 2 kişi kütüklerden tutup çeviriyor 4 kişi salıncaklarda dönüyordu. Koca bir yaz tatili dedem bizi yanında tutmayı bir kere daha garantilemişti. Bu da dedemin çok harika bir taktiğiydi. Şimdiki gibi ver eline telefonu ne suratını gör ne anı biriktir gibi bir şey değil dedem şimdi maalesef yok ama dedem benim içimde o kadar çok ki şu an yazarken bile kelimelerim yetmiyor.O kadar çok anı biriktirdi ki bizimle gitmeden önce o kadar çok vakit geçirdi ki o kadar çok şey anlattı ki ama yetmedi . Hayvanlar bile pervane olurlardı onun etrafında öyle güzel insandı o .
Şimdi soruyorum size teknolojiden uzak , gerçekten masallar dinleyerek, kızak kayarak, çıtır çıtır yanan sobanın sesini duyarak,lapa lapa yağan karları izleyerek,gerçekten oyuncaklarla oynayarak , çimlerde yuvarlanarak,ip atlayarak,top oynayarak büyüyecek kaç çocuk kaldı ?
Sizinde hikayeleriniz varsa bekliyorum …